Üniversite Yatırım Fizibilitesi

VAKIF ÜNİVERSİTESİ FİZİBİLİTESİ

Vakıf üniversitesi kurma faaliyeti, NACE sektör sınıflamasına göre Eğitim alt sektörü içerisinde yer almaktadır. Sektör, NACE Revize 2 Sınıflama Sistemine göre Eğitim sektörünün alt ayrımında 85.42 Yükseköğretim ayrımının 85.42.03 kodlu özel öğretim kurumları tarafından verilen yükseköğretim faaliyeti (yükseköğretim düzeyinde eğitim sağlayan konservatuvarlar dahil) alt ayrımına dahil olmaktadır. P EĞİTİM 85 Eğitim 85.4 Ortaöğretim sonrası yükseköğretim derecesinde olmayan eğitim ve yükseköğretim 85.42 Yükseköğretim 85.42.01 Kamu kurumları tarafından verilen yükseköğretim faaliyeti (yükseköğretim düzeyinde eğitim sağlayan konservatuvarlar dahil) 85.42.03 Özel öğretim kurumları tarafından verilen yükseköğretim faaliyeti (yükseköğretim düzeyinde eğitim sağlayan konservatuvarlar dahil) Vakıf Yükseköğretim Kurumu, 31.12.2005 tarih ve 26040 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre, ‘’Kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile Vakıflar tarafından kurulmuş bulunan üniversite ile yüksek teknoloji enstitüsü ve bunların bünyesinde yer alan fakülteler, enstitüler, yüksekokullar, meslek yüksekokulu konservatuvarlar, araştırma uygulama merkezleri ile bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmayan meslek yüksekokuludur’’. Aynı yönetmeliğin 5. Maddesinde, Vakıf Üniversitesi, gelirlerini sadece kendi üniversiteleri ve mülkiyeti üniversitelere ait kurum ve kuruluşları geliştirmek amacıyla harcamak kaydıyla, vakıflar tarafından kanunla kurulmuş bulunan kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde araştırma, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokul, destek, hazırlık okulu veya birimleri, benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur. Vakıf Üniversitesi kurma sürecinde, bir yükseköğretim kurumu için gerekli derslik, laboratuvar, ofis, kütüphane, spor alanları vb. altyapıyı karşılayacak özkaynağa sahip olan vakıflar, yeni bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü veya meslek yüksekokulu kurmak için gerekli belgelerle Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) müracaat ederler. YÖK Başkanlığı’nca oluşturulan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Koordinasyon Komisyonu, vakıf yükseköğretim kurumu kurma, mevcut vakıf üniversiteleri / yüksek teknoloji enstitülerinin fakülte, yüksekokul, enstitü açma taleplerini ve kurulanların faaliyete geçme tekliflerini değerlendirir, buralardaki taahhütler ile eğitim-öğretimin takip ve denetimi konularında inceleme, araştırma ve çalışmalar yapar ve görüş bildirir. Kurulacak yükseköğretim kurumu tüzel kişilik kazanmasını takiben en geç üç yıl içinde eğitim-öğretime başlayacağını taahhüt eder. Bir vakıf üniversitesi kurulabilmesi için üniversitenin en az üç fakülteden oluşması gerekmektedir.

Teşvik Durumu

Vakıf üniversitesi yatırımı, teşvik tedbirleri kapsamında, genel teşvik ve bölgesel teşviklerden faydalanabilecek yatırım konuları arasında yer almaktadır. Yatırımın genel teşvik sisteminde yer alan destek unsurlarından faydalanabilmesi için asgari 500.000 TL ‘lık bir yatırım tutarını içermesi gerekmektedir. Genel teşvik kapsamda yararlanılabilecek destek unsurları aşağıdaki gibidir:

· Yerli ve ithal yatırım malı makine ve teçhizat satın alımında KDV istisnası,

· İthal makine ve teçhizat alımı için gümrük vergisi muafiyeti.

· Vergi İndirimi 1. Yatırıma Katkı Oranı : %30 1 2. Vergi İndirimi Oranı : %70

· Sigorta Primi İşveren Hissesi : 5 yıl

· Yatırım Yeri Tahsisi

· KDV İstisnası

 · Gümrük Vergisi Muafiyeti

· Faiz Desteği 2.4.

                Sektörün Tanımı ve Kapsamı

Vakıf üniversitesi kurma faaliyeti, NACE sektör sınıflamasına göre Eğitim alt sektörü içerisinde yer almaktadır. Sektör, NACE Revize 2 Sınıflama Sistemine göre Eğitim sektörünün alt ayrımında 85.42 Yükseköğretim ayrımının 85.42.03 kodlu özel öğretim kurumları tarafından verilen yükseköğretim faaliyeti (yükseköğretim düzeyinde eğitim sağlayan konservatuvarlar dahil) alt ayrımına dahil olmaktadır.

P EĞİTİM
85 Eğitim
85.4 Ortaöğretim sonrası yükseköğretim derecesinde olmayan eğitim ve yükseköğretim
85.42 Yükseköğretim
85.42.01 Kamu kurumları tarafından verilen yükseköğretim faaliyeti      (yükseköğretim düzeyinde eğitim sağlayan konservatuvarlar dahil)
85.42.03 Özel öğretim kurumları tarafından verilen yükseköğretim faaliyeti (yükseköğretim düzeyinde eğitim sağlayan konservatuvarlar dahil)

Vakıf Yükseköğretim Kurumu, 31.12.2005 tarih ve 26040 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre, ‘’Kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile Vakıflar tarafından kurulmuş bulunan üniversite ile yüksek teknoloji enstitüsü ve bunların bünyesinde yer alan fakülteler, enstitüler, yüksekokullar, meslek yüksekokulu konservatuvarlar, araştırma uygulama merkezleri ile bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmayan meslek yüksekokuludur’’. Aynı yönetmeliğin 5. Maddesinde, Vakıf Üniversitesi, gelirlerini sadece kendi üniversiteleri ve mülkiyeti üniversitelere ait kurum ve kuruluşları geliştirmek amacıyla harcamak kaydıyla, vakıflar tarafından kanunla kurulmuş bulunan kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde araştırma, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokul, destek, hazırlık okulu veya birimleri, benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur. Vakıf Üniversitesi kurma sürecinde, bir yükseköğretim kurumu için gerekli derslik, laboratuvar, ofis, kütüphane, spor alanları vb. altyapıyı karşılayacak özkaynağa sahip olan vakıflar, yeni bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü veya meslek yüksekokulu kurmak için gerekli belgelerle Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) müracaat ederler. YÖK Başkanlığı’nca oluşturulan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Koordinasyon Komisyonu, vakıf yükseköğretim kurumu kurma, mevcut vakıf üniversiteleri / yüksek teknoloji enstitülerinin fakülte, yüksekokul, enstitü açma taleplerini ve kurulanların faaliyete geçme tekliflerini değerlendirir, buralardaki taahhütler ile eğitim-öğretimin takip ve denetimi konularında inceleme, araştırma ve çalışmalar yapar ve görüş bildirir. Kurulacak yükseköğretim kurumu tüzel kişilik kazanmasını takiben en

geç üç yıl içinde eğitim-öğretime başlayacağını taahhüt eder. Bir vakıf üniversitesi kurulabilmesi için üniversitenin en az üç fakülteden oluşması gerekmektedir.

1.1.     Türkiye’de Üniversitelerin ve Vakıf Üniversitelerinin Dağılımı

Türkiye’de Şubat 2016 itibariyle 109’u devlet ve 84’ü vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 193 adet üniversite bulunmakta olup üniversitelerin illere göre dağılımı aşağıdaki tabloda verilmektedir:

  Devlet Vakıf     Sayı Pay (%) Sayı Pay (%)   İstanbul 11 19,0 47 81,0 58 Ankara 6 33,3 12 66,7 18 İzmir 4 44,4 5 55,6 9 Konya 2 40,0 3 60,0 5 Antalya 2 40,0 3 60,0 5 Kayseri 2 50,0 2 50,0 4 Adana 2 66,7 1 33,3 3 Bursa 2 50,0 2 50,0 4 Eskişehir 2 100,0 0 0,0 2 Erzurum 2 100,0 0 0,0 2 Balıkesir 2 100,0 0 0,0 2 Kocaeli 2 100,0 0 0,0 2 Hatay 2 100,0 0 0,0 2 Gaziantep 1 25,0 3 75,0 4 Mersin 1 33,3 2 66,7 3 Trabzon 1 50,0 1 50,0 2 Samsun 1 50,0 1 50,0 2 Nevşehir 1 50,0 1 50,0 2 Diyarbakır 1 50,0 1 50,0 2 Diğer 62 il (*) 62 100,0 0 0,0 62 TOPLAM 109 56,5 84 43,5 193    

İller

Tablo 2.1 Üniversitelerin İllere Göre Dağılımı (Şubat 2016)

(*) Sadece 1’er adet devlet üniversitesi bulunan iller.

Türkiye’de toplam 193 olan üniversite sayısının %56,5’i devlet üniversitesi, %43,5’i de vakıf üniversitesinden oluşmaktadır. Türkiye’nin her ilinde en az 1 devlet üniversitesi bulunurken sadece 14 ilde vakıf üniversitesi bulunmaktadır. İki üniversiteye sahip 9 il (Eskişehir, Erzurum, Balıkesir, Kocaeli, Hatay, Trabzon, Samsun, Nevşehir, Diyarbakır), 3 üniversiteye sahip 2 il (Adana, Mersin), 4 üniversiteye sahip 3 il (Kayseri, Bursa, Gaziantep), 5 üniversiteye sahip 2 il (Konya, Antalya) bulunmaktadır. Toplam üniversite sayısının %44’ü ise en gelişmiş üç ilimizde bulunmakta olup, İzmir’de 9 üniversite, Ankara’da 18 üniversite ve İstanbul’da 58 üniversite vardır. Türkiye genelinde üniversite sayısının %30’u sadece İstanbul’da yer almaktadır. Görüldüğü gibi Türkiye’de üniversiteler gelişmiş illerde yoğunlaşma gösteren bir yapı sergilemektedir.

Türkiye’de özellikle İstanbul ve Ankara’nın nüfus ve gelişmişlik düzeyleri açısından en önemli iki il olması hem de ilk üniversitelerin buralarda kurulmuş olması, yeni üniversiteler için gerekli altyapı, teknik donanım, bilimsel ve kültürel birikim ve tecrübe, sosyo-ekonomik vb. açılardan bu metropoller için avantajlar oluşturmuştur. Türkiye’nin metropol illeri, gerek arz gerekse talep açısından (öğretim olanaklarının çeşitliliği, öğretim üyelerinin metropollerde yoğunlaşması, bilimsel, teknolojik deneyim ve birikim, kültürel alt yapının uygunluğu, ulaşım ve barınma olanaklarının çokluğu, öğrenci sayısının fazlalığı ve Türkiye’nin her bölgesinden metropol illerdeki üniversitelere olan talebin yoğun olması, mezuniyet sonrası iş olanaklarının mezun olunan okula göre farklılaşması gibi etkenler) yeni üniversitelerin kurulması açısından cazibe merkezleri olmuştur. Vakıf üniversiteleri de özellikle cazibe merkezi olan gelişmiş illerde kurulmuştur. Bu durum da üniversiteleşme açısından bölgeler arası dengesizliği artırıcı etki yapmaktadır.

Tablo 2.2 Üniversitelerin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı (Şubat 2016)

Bölgeler Devlet Vakıf Toplam
  Sayı Pay (%) Sayı Pay (%) Sayı Pay (%)
Marmara 24 32,9 49 67,1 73 37,8
İç Anadolu 21 53,8 18 46,2 39 20,2
Karadeniz 18 90,0 2 10,0 20 10,4
Ege 12 70,6 5 29,4 17 8,8
Akdeniz 10 62,5 6 37,5 16 8,3
Doğu Anadolu 15 100,0 0 0,0 15 7,8
Güneydoğu A. 9 69,2 4 30,8 13 6,7
TOPLAM 109 56,5 84 43,5 193 100,0

Şekil 2.1 Devlet ve Tüm Üniversitelerin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı (2016)

Türkiye’de üniversitelerin coğrafi bölgelere göre dağılımına bakıldığında, üniversitelerin

%37,8’inin Marmara Bölgesi’nde, %20,2’sinin İç Anadolu Bölgesi’nde, %10,4’ünün Karadeniz Bölgesi’nde,  %8,8’inin  Ege  Bölgesi’nde,  %8,3’ünün  Akdeniz  Bölgesi’nde,  %7,8’inin Doğu

Anadolu Bölgesi’nde ve %6,7’sinin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde olduğu görülmektedir. Üniversitelerin bölgesel yoğunlaşmasında bölgede bulunan metropol illerin etken olduğu görülmektedir. Son 10 yıllık dönemde her ilde bir devlet üniversitesinin kurulmuş olması bölgesel dengesizliğin azaltılması ve bölgesel kalkınmanın sağlanması ve üniversite eğitiminin ülke geneline yayılmasına yönelik çabalardır. Ancak sadece üniversite sayısı değil de öğretim üyesi ve öğrenci sayısı açısından bakıldığında da metropol illerin olduğu bölgelerde yoğunlaşmanın arttığı görülmektedir.

Türkiye’de vakıf üniversitelerinin illere göre dağılımı aşağıdaki tabloda verilmektedir:

Tablo 2.3 Vakıf Üniversitelerinin İllere Göre Dağılımı

İller Adet Pay (%)
İstanbul 47 55,95
Ankara 12 14,29
İzmir 5 5,95
Konya 3 3,57
Antalya 3 3,57
Gaziantep 3 3,57
Kayseri 2 2,38
Bursa 2 2,38
Mersin 2 2,38
Adana 1 1,19
Trabzon 1 1,19
Samsun 1 1,19
Nevşehir 1 1,19
Diyarbakır 1 1,19
TOPLAM 84 100,0

Türkiye’nin her ilinde en az bir adet devlet üniversitesi bulunurken, sadece 14 ilinde vakıf üniversitesi bulunduğu görülmektedir. Toplam 84 adet olan vakıf üniversitesinin 47’si (%55,95) İstanbul’da bulunmakta olup, toplam vakıf üniversitelerinin %76,19 ‘unun üç büyük ilimizde yer aldığı görülmektedir. Ankara’da 12 adet, İzmir’de 5 adet, Konya, Antalya ve Gaziantep’te 3’er adet, Kayseri, Bursa ve Mersin’de 2’şer adet ve Adana, Trabzon, Samsun, Nevşehir ve Diyarbakır illerinde 1’er adet vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Görüldüğü vakıf üniversiteleri Türkiye’nin ve bulundukları bölgelerin gelişmiş illerinde kurulmuştur.

Vakıf üniversitelerinin gelişmiş illerde kurulma eğilimi, üniversite eğitiminin arz ve talep yönlü olarak bu şehirlerde daha çok gelişmeye elverişli olmasından kaynaklanmaktadır. Gelişmiş illerde üniversiteleşmenin daha fazla olması, üniversite eğitimi almak isteyen öğrenci sayısının çokluğu, öğretim üyelerinin bu merkezlerde daha kolay istihdam edilebilmesi, eğitim

için teknik altyapının varlığı, sosyo-ekonomik ve kültürel yapının daha elverişli olması vakıf üniversiteleri için bu illeri daha cazip hale getirmektedir. Ayrıca vakıf üniversitelerinden alınan eğitimin paralı olması da önemli bir etken olup, eğitimin maliyetine ulaşım ve barınma giderleri de eklendiğinde gelişmiş iller daha çok tercih edilmektedir. Türkiye’nin daha az gelişmiş diğer illerinde daha çok eğitimin parasız olduğu devlet üniversiteleri tercih edilmektedir.

Tablo 2.4 Vakıf Üniversitelerinin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı

Coğrafi Bölgeler Adet Pay(%)
Marmara 49 58,33
İç Anadolu 18 21,43
Ege 5 5,95
Akdeniz 6 7,14
Karadeniz 2 2,38
Güneydoğu Anadolu 4 4,76
TOPLAM 84 100,0

Vakıf üniversitelerinin coğrafi dağılımına bakıldığında bölgeler arasında önemli farklılıklar olduğu görülmektedir. Vakıf üniversitelerinin %58,33’ü Marmara, %21,43’ü İç Anadolu, %7,14’ü Akdeniz, %5,95’i Ege, %4,76’sı Güneydoğu Anadolu ve %2,38’i Karadeniz bölgelerinde bulunurken Doğu Anadolu Bölgesi’nde hiç vakıf üniversitesi bulunmadığı görülmektedir. Vakıf üniversitelerinin coğrafi dağılımından da görüldüğü gibi bölgelerin gelişmişlik düzeyleri vakıf üniversitesi kurulmasında önemli bir etken olmaktadır.

Şekil 2.2 Vakıf Üniversitelerinin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (Şubat 2016)

1.2.     Türkiye’de Akademisyenlerin Dağılımı

Türkiye’deki üniversitelerde 2015-2016 yılı itibariyle, akademisyen sayısı 156.168 olup, bunun %84,8’i (132.366 kişisi) devlet üniversitelerinde, %14,8’i (23.174 kişisi) vakıf üniversitelerinde ve %0,4’ü (628 kişisi) vakıf meslek yüksekokullarında yer almaktadır. Türkiye’deki toplam üniversitelerin %43,5’i vakıf üniversitesi iken akademisyenlerin %14,8’inin

vakıf üniversitelerinde istihdam edilmesi, devlet üniversitelerinin daha büyük ölçekli üniversiteler, vakıf üniversitelerinin ise daha küçük ölçekli üniversiteler olduklarını göstermektedir.

Tablo 2.5 Türkiye’de Akademisyen Sayıları (2015-2016)

(*)Vakıf Meslek Yüksek Okulları

(**)Okutman, Uzman, Çevirici ve Eğt.Öğr.Plan. kadrolarını içermektedir.

Akademisyenlerin ünvanlarına göre dağılımına bakıldığında, 2015-2016 yılı itibariyle, profesör, doçent, yardımcı doçent kadrolarında devlet ve vakıf üniversiteleri arasında büyük farklılıklar görülmemektedir. Örneğin, profesör sayısının oranı devlet üniversitelerinde %14,29 iken vakıf üniversitelerinde de %15,05’tir. Devlet ve vakıf üniversiteleri arasında en büyük fark, araştırma görevlisi kadrosunda görülmekte olup, devlet üniversitelerinde araştırma görevlisi oranı %33,32 iken vakıf üniversitelerinde %14,11’dir. Buradan da devlet üniversitelerinde daha çok akademisyen yetiştirildiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Tablo 2.6 Akademisyenlerin Ünvana Göre Dağılımı (2015-2016)

Ünvan Devlet (%) Vakıf (%)
Profesör 14,29 15,05
Doçent 9,89 8,32
Yrd.Doçent 21,44 29,77
Öğretim Görevlisi 12,61 19,87
Araştırma Görevlisi 33,32 14,11
Diğerleri 8,45 12,88
TOPLAM 100,00 100,00

Akademisyenlerin coğrafi bölgelere göre dağılımına bakıldığında, 2015-2016 öğretim yılı itibariyle   toplam   akademisyen  sayısının  %28,8’inin   Marmara,  %24,9’unun   İç  Anadolu,

%12,7’sinin Ege, %11,6’sının Karadeniz, %8,3’ünün Doğu Anadolu, %8,5’inin Akdeniz ve

%5,2’sinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer aldığı görülmektedir. Devlet üniversitelerinde akademisyen sayısının gelişmiş yörelerde daha fazla toplanmış olduğu görülmekle birlikte, vakıf üniversitelerine göre daha dengeli bir dağılım sözkonusudur. Devlet üniversitelerinde en fazla akademisyen %25,3 payla İç Anadolu ve %22,6 payla Marmara bölgelerinde toplanmış iken  çarpıcı  bir  farkla  vakıf  üniversitelerinde  akademisyen  sayısının  %63,2’si  Marmara

Bölgesinde yer almaktadır.     Vakıf üniversitelerinde akademisyen sayısının %62,5’i sadece İstanbul’da olup, %19,4’ü de Ankara’da bulunmaktadır.

Tablo 2.7 Akademisyenlerin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı (2015-2016 Öğretim Yılı)

    Kişi Pay (%) Kişi Pay (%) Kişi Pay (%)
Marmara 29.920 22,6 15.038 63,2 44.958 28,8  
İç Anadolu 33.486 25,3 5.443 22,9 38.929 24,9  
Karadeniz 17.692 13,4 384 1,6 18.076 11,6  
Ege 18.013 13,6 1.790 7,5 19.803 12,7  
Akdeniz 12.815 9,7 455 1,9 13.270 8,5  
Doğu Anadolu 13.000 9,8 0 0,0 13.000 8,3  
Güneydoğu A. 7.440 5,6 692 2,9 8.132 5,2  
Toplam 132.366 100,0 23.802 100,0 156.168 100,0  

Şekil 2.3 Akademisyenlerin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı ( 2015-2016 Öğretim Yılı)

Yükseköğretim Kurulu yayınlarından, ‘’Büyüme, Kalite, Uluslararasılaşma: Türkiye İçin Bir Yol Haritası’’ isimli Gökhan Çetinsaya’ya ait (Haziran 2014) araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de son otuz yılda, öğretim elemanı sayısındaki artış, öğrenci sayısındaki artışın gerisinde kalmaktadır. Türkiye’de öğretim elemanı ve üyesi başına düşen öğrenci sayıları OECD ortalamalarından (2011 yılında öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı OECD ülkelerinde 15,6 iken, bu sayı Türkiye’de 2013 yılı itibarıyla 21’dir) yüksek olup, Türkiye’de yükseköğretim sisteminde ciddi boyutlarda öğretim elemanı açığı söz konusudur. Yeni kurulan kurumsallaşmakta olan ve kurumsallaşmış üniversiteler arasında öğretim elemanı açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır. Benzer şekilde metropollerde ya da metropollere yakın illerin üniversitelerinde öğretim elemanı başına düşen ortalama öğrenci sayıları ile daha küçük illerdeki ortalama öğrenci sayıları arasında önemli farklar görülmektedir.

1.3.     Türkiye’de Üniversite Öğrencilerinin Dağılımı

Türkiye’de 2015-2016 dönemi itibariyle, toplam üniversite öğrenci sayısı 6.689.185’tir. Açık öğretim ve uzaktan öğretim öğrenci sayısı düşüldüğünde öğrenci sayısı 3.536.787 olup, bunun %84,69’u devlet üniversitelerine, %14,83’ü vakıf üniversitelerine ve %0,48’i vakıf meslek yüksekokullarına aittir. Toplam üniversite sayısının %43,5’i vakıf üniversitesi iken öğrencilerin %14,83’ünün vakıf üniversitelerinde bulunması, devlet üniversitelerinin öğrenci sayısı açısından daha büyük ölçekli üniversiteler, vakıf üniversitelerinin ise daha küçük ölçekli üniversiteler olduklarını göstermektedir. Devlet ve vakıf üniversitesi öğrencilerinin 2014-2015 itibariyle coğrafi dağılımı aşağıdaki tabloda verilmektedir.

Tablo 2.8 Türkiye’de Üniversite Öğrencilerinin Coğrafi Dağılımı (2015-2016)

Not: 1. Açık Öğretim ve Uzaktan Öğretim öğrenci sayıları toplama dahil edilmemiştir.

2. VMYO öğrenci sayısı (16.882 kişi) da coğrafi dağılım analizinin dışında bırakılmıştır.

Şekil 2.4 Üniversite Öğrencilerinin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı (2015-2016)

Türkiye’de  üniversite  öğrencilerinin  2015-2016  dönemi  itibariyle,  yarısından fazlası,

%30,95’i Marmara ve %21,14’ü İç Anadolu bölgelerinde bulunmakta olup, Ege’de %15,56, Karadeniz’de %12,27, Akdeniz’de %7,64, Doğu Anadolu’da %7,58 ve Güneydoğu Anadolu’da

%4,86  oranında  üniversite  öğrencisi  bulunmaktadır.  Vakıf  üniversitesi  bulunmayan Doğu

Anadolu Bölgesindeki üniversite öğrencilerinin tamamı devlet üniversitelerinde öğrenim görmektedir.

Devlet üniversitelerinde öğrenim gören üniversite öğrencileri bütün bölgelerde vakıf üniversitelerine göre daha dengeli bir dağılım gösterirken, vakıf üniversitelerinde öğrenci sayısının %71,34’ü Marmara ve %15,24’ü İç Anadolu bölgelerinde yer almaktadır. Vakıf üniversiteleri öğrenci sayısının %6,67’si Ege , %2,95’i Güneydoğu Anadolu, %2,21’i Akdeniz ve %1,59’u Karadeniz bölgelerinde yer almaktadır. Bu da göstermektedir ki paralı yüksek öğrenimde yani vakıf üniversitelerinde üniversite öğrencilerinin tercihi gelişmiş yöreler ve metropol iller olmaktadır. Tek başına İstanbul ili bütün vakıf üniversiteleri öğrenci sayısının

%70,93’üne sahipken, Ankara toplamın %12,39’una ve İzmir %6,67’sine sahiptir. Vakıf üniversiteleri öğrencilerinin %89,99’nun bu üç büyük metropol ilimizde toplandığı görülmektedir.

Şekil 2.5 Vakıf Üniversiteleri Öğrenci Sayıları İllere Göre Dağılımı

Gelişmiş bölgelerin ve metropol illerin üniversite öğreniminde sahip olduğu altyapı, öğretim elemanı sayısı, bilimsel ve kültürel birikim, barınma ve ulaşım olanakları, metropollerin sosyo-ekonomik üstünlükleri, sosyal, ekonomik ve kültürel çevrenin gelişmişliği, devlet üniversitelerine göre öğrenciler için önemli bir maddi boyutu (ekonomik külfeti) olan vakıf üniversitelerinde metropol illeri ve gelişmiş bölgeleri cazip kılmaktadır.

1.4.     ÖSYS’ye Başvuran, Yerleşen Aday Sayıları ve Doluluk Oranları

Türkiye’de bütün üniversitelere öğrenci yerleştirme, sınav sistemleri yıllar itibariyle değişiklikler göstermekle birlikte merkezi sistemle yapılmaktadır. Türkiye genelinde devlet ya

da vakıf üniversitelerine yerleşim, merkezi sistemde genellikle birden fazla sınav tekniği ile gerçekleştirilmektedir.

Tablo 2.9 ÖSYS Başvuran ve Yerleşen Aday Sayıları

  Yıllar   Başvuran   Yerleşen   Yer./Baş.
    Lisans Önlisans AÖF Toplam %
2012 1.895.479 357.342 284.355 223.785 865.482 45,66
2013 1.924.550 385.795 286.622 205.367 877.784 45,61
2014 2.086.115 397.216 336.407 188.652 922.275 44,21
2015 2.126.670 417.714 367.236 198.140 983.090 46,23

Türkiye’de yıllar itibariyle ÖSYS’na başvuran aday sayısının ve yerleşen aday sayısının artan bir trend izlediği görülmektedir. 2012-2015 döneminde, üniversiteye yerleşenlerin, başvuran aday sayısı oranına bakıldığında, %44,21 ve %46,23 arasında değiştiği görülmektedir. 2015 yılında 2.126.670 aday ÖSYS başvurusu yapmışken, 983.090 aday üniversitelere yerleştirilmiş, yerleşme oranı %46,23 olmuştur. Aynı yıl hiçbir yükseköğrenim kurumuna yerleşemeyen aday sayısı 1.143.580 olup, yerleşememe oranı da %53,77’dir. Yükseköğrenim kurumuna yerleştirilen adayların dağılımına bakıldığında ise %42,49’unun lisans, %37,36’sının ön lisans programlarına ve %20,15’inin Açık Öğretim Fakültesi’ne yerleştirildiği görülmektedir.

Türkiye’de ÖSYS’na başvuran ve yerleştirilen aday sayıları incelendiğinde, her yıl yükseköğrenim talebinin yükseköğrenim arzının çok üzerinde olduğu, talebin yarısından fazlasının hiçbir yükseköğrenim kurumuna yerleştirilemediği görülmektedir.

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi ÖSYM’nin açıklamalarına göre, 2015 yılında tercih yapan 1.239.800 aday öğrencinin %63’ten fazlası üniversitelerdeki lisans ve ön lisans programlarından birisine yerleştirilmiştir. 2014 yılında ise bu oranın %59 olduğu belirtilmektedir.

2015 yılında devlet ve vakıf üniversiteleri kontenjanlarında da doluluk oranları artmış, devlet ve vakıf üniversitelerinin çoğunda %100 doluluk oranlarına ulaşılmıştır. 2014 yılında

59.012 olan boş kontenjan, 2015 yılında 38.789’a düşmüştür. Vakıf üniversitelerinde kalitenin artması, yurtdışı olanakları, ücretlerin ayarlanması ve burs olanaklarının bu kurumlara olan talebi artıran faktörler olduğu belirtilmektedir. Vakıf üniversitelerinde 2014 yılında 21.030 olan boş kontenjan sayısı, 2015 yılında 15.323’e düşmüştür.

2015 yılı itibariyle üniversitelerdeki doluluk oranları, devlet üniversiteleri lisans kontenjanlarında %97, ön lisans kontenjanlarında %94, vakıf üniversiteleri lisans

kontenjanlarında %83, ön lisans kontenjanlarında %85,5 oranında şeklinde gerçekleşmiştir. Vakıf üniversitelerinde doluluk oranı genel olarak 2014 yılı itibariyle de %83 dolayındadır. Vakıf üniversitelerinde 2014 ve 2015 yılları itibariyle dolululuk oranları %100 -%70 arasında değişim göstermekte olup, özellikle burs kapsamında olmayan ücretli bölümlerin boş kaldığı belirtilmektedir.